لخّصلي

خدمة تلخيص النصوص العربية أونلاين،قم بتلخيص نصوصك بضغطة واحدة من خلال هذه الخدمة

نتيجة التلخيص (50%)

1.1. Osmanlı’nın Buhran Yılları: Duraklama Dönemi
Osmanlı Devleti 1299’daki kuruluşundan itibaren sürekli olarak değişen ve gelişen bir
dinamizm içinde oldu. Bu dinamizm, 15. yüzyılda kendine has ve özgün bir Türk-İslam
medeniyeti sentezini ortaya çıkardı. Özellikle 1453’te İstanbul’un fethinden sonra
Osmanlı’nın Avrupa siyasetinin belirleyici aktörlerinden biri olduğunda kuşku yoktur. Balkan
ve Orta Doğu coğrafyasındaki fetihler iki asır içinde Osmanlı’yı güç ve teşkilat bakımından
tarihin kaydettiği ender imparatorluklardan biri hâline getirdi. Üç kıtada sağlam temeller
üzerinde yükselmiş bir imparatorluğun çöküşü ise hiç kolay olmadı. Osmanlı’nın tarih
sahnesinden çekilmesi pek çok iç-dış etkenin bir araya gelmesi ve sancılı bir sürecin sonunda
gerçekleşti.
Genel olarak kabul edildiği üzere Osmanlı Devleti 17. yüzyıl başlarında Duraklama
Devri’ne girmiş bulunuyordu. Bazı tarihçiler duraklamanın Sadrazam Sokullu Mehmet
Paşa’nın 1579’da ölümünden sonra başladığını ileri sürmektedirler. Yorumlar farklı olsa da
16. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı devlet sisteminde ve sosyal yapısında ciddi
aksaklıkların yaşandığı görülmektedir. Bu husus, dönemin devlet adamları ve âlimleri
tarafından da çeşitli vesilelerle dile getirilmiştir. Fakat genel kanaatin aksine iç ve dış
sorunlara rağmen bu süreçte toprak kazanımları sürmüştür. Bu nedenle 17. yüzyılın sonlarına
kadar yaklaşık bir asır devam eden bu dönemi buhran veya bunalım devri olarak
değerlendirmek de mümkündür.
Kanuni Sultan Süleyman saltanatı ardından II. Selim (1566-1574) döneminde
Osmanlı Devleti, Haçlı güçleri karşısında İnebahtı Deniz Savaşı’nı kaybetti (1571). Bu
mağlubiyet Sokullu Mehmet Paşa’nın gayretleri ile Akdeniz’in stratejik adası Kıbrıs’ın fethi
tamamlanarak unutturulmuştur. Devletin toprak kazanımları 1574’te Tunus’un, 1578’de
Fas’ta kazanılan el-Kasrü’l-Kebir zaferiyle sürmüş ve Osmanlı egemenliği Kuzey
Afrika’nın en batı ucuna ulaşmıştır. Bu arada 1578’de başlayan Osmanlı-Safevi (İran) savaşı
12 yıl sürmüş ve Osmanlı’nın doğu sınırı Hazar Denizi’ne kadar ulaşmıştır. Görüldüğü gibi
16. yüzyılın sonlarında Osmanlı büyümeyi sürdürmektedir.
16. yüzyıl sonlarında Osmanlı geleneksel doğu-batı siyaseti yanında Kuzeyden gelen
ciddi bir tehditle de uğraşmak zorunda kalmıştır. 1594’ten itibaren başlayan Kazak (Kossak)
saldırıları bir süre sonra bunları destekleyen Ruslar ile çekişmeye dönüşmüştür. Rusya ile
Karadeniz’de başlayan ve Balkanlar ile Kafkasya’da süren şiddetli mücadeleler son üç asır
boyunca Osmanlı’yı yıpratan en önemli etken olacaktır.
Osmanlı, Avrupa’daki en önemli rakiplerinden olan Avusturya ile 1593 yılından
itibaren sürdürdüğü savaşı 1606’da imzaladığı Zitvatorok Antlaşması ile sona erdirdi. Bu
arada Avrupa’da yeni dengeler oluşmaktaydı. 1618’de Protestan ve Katolik pek çok devlet
arasında başlayan Otuz Yıl Savaşları, 1648’de imzalanan Vestfalya (Westphalia)
Antlaşması ile sona erdi. Böylece Avrupa’da ileriki yıllarda Osmanlı’yı olumsuz etkileyecek
yeni dengeler ortaya çıkt


النص الأصلي

1.1. Osmanlı’nın Buhran Yılları: Duraklama Dönemi
Osmanlı Devleti 1299’daki kuruluşundan itibaren sürekli olarak değişen ve gelişen bir
dinamizm içinde oldu. Bu dinamizm, 15. yüzyılda kendine has ve özgün bir Türk-İslam
medeniyeti sentezini ortaya çıkardı. Özellikle 1453’te İstanbul’un fethinden sonra
Osmanlı’nın Avrupa siyasetinin belirleyici aktörlerinden biri olduğunda kuşku yoktur. Balkan
ve Orta Doğu coğrafyasındaki fetihler iki asır içinde Osmanlı’yı güç ve teşkilat bakımından
tarihin kaydettiği ender imparatorluklardan biri hâline getirdi. Üç kıtada sağlam temeller
üzerinde yükselmiş bir imparatorluğun çöküşü ise hiç kolay olmadı. Osmanlı’nın tarih
sahnesinden çekilmesi pek çok iç-dış etkenin bir araya gelmesi ve sancılı bir sürecin sonunda
gerçekleşti.
Genel olarak kabul edildiği üzere Osmanlı Devleti 17. yüzyıl başlarında Duraklama
Devri’ne girmiş bulunuyordu. Bazı tarihçiler duraklamanın Sadrazam Sokullu Mehmet
Paşa’nın 1579’da ölümünden sonra başladığını ileri sürmektedirler. Yorumlar farklı olsa da
16. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı devlet sisteminde ve sosyal yapısında ciddi
aksaklıkların yaşandığı görülmektedir. Bu husus, dönemin devlet adamları ve âlimleri
tarafından da çeşitli vesilelerle dile getirilmiştir. Fakat genel kanaatin aksine iç ve dış
sorunlara rağmen bu süreçte toprak kazanımları sürmüştür. Bu nedenle 17. yüzyılın sonlarına
kadar yaklaşık bir asır devam eden bu dönemi buhran veya bunalım devri olarak
değerlendirmek de mümkündür.
Kanuni Sultan Süleyman saltanatı ardından II. Selim (1566-1574) döneminde
Osmanlı Devleti, Haçlı güçleri karşısında İnebahtı Deniz Savaşı’nı kaybetti (1571). Bu
mağlubiyet Sokullu Mehmet Paşa’nın gayretleri ile Akdeniz’in stratejik adası Kıbrıs’ın fethi
tamamlanarak unutturulmuştur. Devletin toprak kazanımları 1574’te Tunus’un, 1578’de
Fas’ta kazanılan el-Kasrü’l-Kebir zaferiyle sürmüş ve Osmanlı egemenliği Kuzey
Afrika’nın en batı ucuna ulaşmıştır. Bu arada 1578’de başlayan Osmanlı-Safevi (İran) savaşı
12 yıl sürmüş ve Osmanlı’nın doğu sınırı Hazar Denizi’ne kadar ulaşmıştır. Görüldüğü gibi
16. yüzyılın sonlarında Osmanlı büyümeyi sürdürmektedir.
16. yüzyıl sonlarında Osmanlı geleneksel doğu-batı siyaseti yanında Kuzeyden gelen
ciddi bir tehditle de uğraşmak zorunda kalmıştır. 1594’ten itibaren başlayan Kazak (Kossak)
saldırıları bir süre sonra bunları destekleyen Ruslar ile çekişmeye dönüşmüştür. Rusya ile
Karadeniz’de başlayan ve Balkanlar ile Kafkasya’da süren şiddetli mücadeleler son üç asır
boyunca Osmanlı’yı yıpratan en önemli etken olacaktır.
Osmanlı, Avrupa’daki en önemli rakiplerinden olan Avusturya ile 1593 yılından
itibaren sürdürdüğü savaşı 1606’da imzaladığı Zitvatorok Antlaşması ile sona erdirdi. Bu
arada Avrupa’da yeni dengeler oluşmaktaydı. 1618’de Protestan ve Katolik pek çok devlet
arasında başlayan Otuz Yıl Savaşları, 1648’de imzalanan Vestfalya (Westphalia)
Antlaşması ile sona erdi. Böylece Avrupa’da ileriki yıllarda Osmanlı’yı olumsuz etkileyecek
yeni dengeler ortaya çıkt


تلخيص النصوص العربية والإنجليزية أونلاين

تلخيص النصوص آلياً

تلخيص النصوص العربية والإنجليزية اليا باستخدام الخوارزميات الإحصائية وترتيب وأهمية الجمل في النص

تحميل التلخيص

يمكنك تحميل ناتج التلخيص بأكثر من صيغة متوفرة مثل PDF أو ملفات Word أو حتي نصوص عادية

رابط دائم

يمكنك مشاركة رابط التلخيص بسهولة حيث يحتفظ الموقع بالتلخيص لإمكانية الإطلاع عليه في أي وقت ومن أي جهاز ماعدا الملخصات الخاصة

مميزات أخري

نعمل علي العديد من الإضافات والمميزات لتسهيل عملية التلخيص وتحسينها


آخر التلخيصات

أما بعد: فإن من...

أما بعد: فإن من أعلى المقامات التي تورث الجنات، ورضاء رب العباد، مقام الشهداء عند الله تعالى، أولئك ...

تعتبر المعلومات...

تعتبر المعلومات المحاسبية مورد مهم في ظل اقتصاد المعرفة، فهي مورد أساس في صناعة القرارات في الاقتص...

وحيدر أباد لمدد...

وحيدر أباد لمدد طويلة، وفي كل مكان حل به كان يلفت نظر السلطات إليه، ويهيج الخواطر ويحث على الإصلاح، ...

The type of con...

The type of connection between PC0 and PC1 could be a network connection, typically established thro...

، وعدبوه كثيرا ...

، وعدبوه كثيرا عذابات متنوعة، ولما خاب أمله فيه أمر بقطع رأسه، وبعد أن مات، رأوا أن يحرقوا جثته بالد...

مع التطورات الح...

مع التطورات الحديثة في تقنيات التصنيع بما في ذلك تحضير البيروفسكايت المدعومة، فقد أمكن تصميم الأكسجي...

ولاهمية هذا الم...

ولاهمية هذا الموضوع يوجد تعدد كبير في الآراء والنظريات فمن اللافت أن العديد من الدراسات والبحوث تتنا...

Introduction Oe...

Introduction Oedipes, aware that there is a curse on Thebes, sends Creon for additional information ...

فالكل يشعر في ح...

فالكل يشعر في حياته إلتواءً لا بد من تقويمه،ونقصا لا مناصر من سده، وخللاً لا مفر من اصلاحه.والكل واث...

املقدمة: إن الت...

املقدمة: إن التقدم العلمي و التطور التكنولوجي و الصناعي إضافة إىل العوملة مسح بتدفق املعلومات و رأس ...

Le séchage est ...

Le séchage est communément décrit comme l'opération d'éliminer la teneur en eau pour obtenir un prod...

هو شعور غير معل...

هو شعور غير معلن ، ولكن يمكن استبصاره من خلال الأحداث الانفعال الحقيقي التي يمر بها بطل القصة . ه...